Aşı Zorunlu Olabilir Mi?

Normalleşme ile birlikte artan vaka sayıları ve aşı olmayan kişilerin sayısı koronavirüs aşısının zorunlu olup olamayacağı sorularını akıllara getiriyor. Peki, aşı olmak zorunlu olabilir mi? İşte konu hakkında bilmeniz gerekenler...

Aşı olmayanlar için getirilen kısıtlamalar çeşitli hak ihlallerini de beraberinde getiriyor. Oluşan bu hak ihlallerini ise her hukuki durum için ayrı ayrı değerlendirmek gerekir. Kişinin vücut dokunulmazlığı en önemli temel haklardan olmakla birlikte insan hakları sözleşmesi ile güvence altına alınmıştır. Kişinin vücut bütünlüğüne dokunulabilmesi ancak kanunda yazılması ve zorunluluk halinin bulunması ile mümkündür. Bu durumun yanı sıra temel hak ve özgürlüklerin ancak savaş, seferberlik, sıkı yönetim ve olağan üstü hal durumunda kısmen veya tamamen durdurulabileceği Anayasa madde 15'de açıkça belirtilmektedir. Yani maddi ve manevi bütünlük ancak bu durumlarda ihlal edilebilir. Bu doğrultuda aşı zorunluluğu getirilebilmesinin anayasa ihlali olmamasının, olağanüstü hal ilanı ile mümkün olabileceği sonucuna ulaşılır. Ayrıyeten zorunlu aşılama konusunda bir kanuni dayanak bulunmadığından, kanunda açık bir düzenleme yapılmadığı sürece aşılama zorunlu tutulamaz. Yine de ölüm riskinin ciddi boyutlarda olduğu bu hastalık için idarenin bir düzenleme yaparak aşılamayı zorunlu hale getirmesi mümkündür. Bu noktada Av. Elvan Kılıç konu ile ilgili görüşünü şöyle ifade ediyor: "Şahsi görüşümüz zorunlu aşılama kararı, dünya çapında milyonlarca insanın ölümüne sebep olmuş salgın bir hastalığın önüne geçebilmek adına alınmak istenmekte olup, bu noktada da anayasanın zorunluluk hali koşulunu karşılamaktadır."

Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen ise 3 Ağustos 2021 tarihinde katıldığı Habertürk TV'de yayınlanan Fatih Altaylı'nın hazırlayıp sunduğu Teke Tek programında aşı zorunluluğu hakkında şu sözleri şöyle: "Anayasa 2. maddesinde de 17. maddesinde de aşılamaya karşı değil, bunu mümkün kılıyor. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi'nin de en az 4 kararı var. İsveç kararı, Solomakhin kararı gibi... Türkiye Cumhuriyeti'nin karşı karşıya kaldığı bu tehlikede Anayasa'ya, kanuna baktığımız zaman zorunlu aşıyı mümkün kılan hükümleri var. 1930 yılında yürürlüğe girmiş 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu yani Genel Halk Sağlığı Kanunu... Bunun 72. maddesinde 57'nci maddede 'Zikredilen hastalıklardan biri zuhur ettiği veya zuhurundan şüphelenildiği takdirde aşağıda gösterilen tedbirler tatbik olunur.' Bunlardan birini okuyorum. 72. Maddenin birinci fıkrasının ikinci bendi: ‘Hastalara veya hastalığa maruz bulunanlara serum veya aşı tatbikı.’ 64. maddesinde ise 57'nci maddede zikredilenlerden başka her hangi bir hastalık istilai şekil aldığı veya böyle bir tehlike baş gösterdiği takdirde ismi sayılan hastalıklardan olmasa da aynı tedbirleri, yasakları, yaptırımları tatbik edebilirsin."

Peki, bu konuda diğer ülkelerde ne gibi çalışmalar bulunuyor? Sağlık Bakanlığı'ndan konu hakkında yapılan açıklamalar nelerdir?

Dünyada aşı zorunluluğu...

Dünya üzerinden aşı çalışmalarının ilk başladığı sırada Alman Hükümeti, “zorunlu aşı” politikası uygulanmayacağı belirtilmesine karşın salgının şiddetlenmesi ve aşının tek kurtuluş yolu olarak görülmesi nedenleriyle zorunlu aşı uygulanabilirliği gündeme alınan bir konu olduğunu açıkladı.

Birleşik Krallık da koronavirüs şüphesi bulunan bireyler için “kişinin kendi çıkarları, başkalarının korunması veya kamu sağlığının korunması amacıyla bir kamusal sağlık görevlisi herhangi bir dönemde kendisince zorunlu ve orantılı olan tedbirleri kişilere uygulayabilecektir” kanun hükmünü işletmeye çalıştı. Ancak bu maddenin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında ne gibi bir geçerliliği olabileceği tartışma konusu oldu.

Tüm bu çalışmalarla birlikte Avrupa Komisyonu (European Commison) COVID-19 aşısı için bir aşılama stratejisi ve uygulaması hazırlığına girişmiş ve ilgili çalışmalarında “tek kurtuluş yolunun aşı olduğu” belirtilse de komisyonun raporların hiçbirinde zorunlu aşı kavramından bahsetmemesi dikkat çekti.

Yetkililer aşı zorunluluğu hakkında neler söylüyor?

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın konu hakkında yaptığı açıklama şöyle: "Bazı ülkeler bu konuda kanunlar çıkarıyor ya da hazırlıyor. Bizim bu konuya yaklaşımımız bilimsel verilerden elde edilecek sonuçlara bakmadan atılacak adımların eksik olacağı yönündedir. Birinci önceliğimiz, tüm vatandaşlarımızın sorumluluk alarak ve sorumlu bir birey olarak kendi tedbirlerini alması ve aşı olarak topluma karşı ödevini yerine getirmesidir. Yaptığımız çalışmaların bilime ve kanıta dayalı sonuçları özel tedbirler almayı gerektirirse bunu yapmaktan imtina etmeyiz. Ancak 'herkes yapıyor, herkes istiyor' diye bir adım atmayacağız. Kısıtlamalarla dolu bir toplumsal hayat hiçbirimizin tercihi ya da önceliği değildir. Yaptığımız değerlendirmeler sonucunda tedbir alınması gerek bir durum olursa bunu sizlerle paylaşacağım."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise konu hakkında şu ifadeleri kullandı: “Ben aşıda zorlamadan yana değilim. Bilim Kurulu onunla ilgili bir çalışma yapacaktır. Bu işi gönüllülük esası ile işletmenin neticesi daha iyi olacaktır. Temizlik, maske ve mesafe kuralına tavizsiz bir şekilde uyalım.” Erdoğan’ın bu ifadelerinin ardından gerçekleşen 19 Ağustos tarihli kabine toplantısından çıkan Kabine Toplantısı ardından “Okullarda 6 Eylül'de yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte öğrencilerle irtibatlı henüz aşı olmamış öğretmen ve diğer personelin haftada en az 2 defa pcr testi yaptırmasını isteyeceğiz. Aşı olmayan üniversite öğrencilerimiz ve üniversite çalışanlarından düzenli pcr testi yaptırmalarını talep edeceğiz. Uçak, sinema, konser gibi insanların toplu olarak bulunduğu faaliyetler için zorunlu pcr testi uygulamalarını devreye alacağız. Tamam diye ifade ettiğimiz temizlik, maske, mesafede bu kurallara riayet özellikle bizim sağlığımızın temel esasıdır” dedi.