Anayasa Mahkemesi tarafından boşanma sonrası çocuğuna kendi soyadını vermek isteyen annenin talebinin reddi temelde bir hak ihlali olarak görüldü ve emsal teşkil edecek bir karar verildi
Türk hukuk sisteminde, çocuğun anne ve babası evliyse babanın soyadını alacağı, evli değillerse annenin soyadını alacağı Türk Medeni Kanunu’nda hüküm altına alınmıştır. “Evliliğin boşanma ile sonuçlanması durumunda çocuğun soyadında bir değişiklik meydana gelir mi, çocuk annenin soyadını kullanabilir mi?’ soruları sık sık gündeme geliyor. Yasaya göre evlenmenin boşanma ile sonuçlanması durumunda, çocuğun velayeti anneye verilse dahi çocuk babanın soyadını kullanmaya devam ediyor.
Eşlerin, evliliğin devamı boyunca ve evliliğin sonra ermesi durumunda sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda oldukları, bu nedenle de erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmaması, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyet ayrımcılığına neden oluyor.
Evliliği kötü bir şekilde boşanma ile sonuçlanan eşler arasında bir daha barışma ihtimali olmaması ve görüşmeme ihtimalleri bulunması sebebiyle kadınlar çocuklarının da babaya ait soyadlarını kullanmalarını istemiyorlar.
Hatta zaman zaman çocuklarına karşı bir baba olarak sorumluluklarını yerine getirmemesi sebebiyle aradaki sevgi ve saygı bağının ortadan kalkması ve babanın anneye karşı olumsuz davranışlarını gören çocuklar da babalarının soyadlarını taşımak istemeyebiliyorlar.
Konuya ilişkin bilgi veren Avukat Elvan Kılıç, özellikle küçük yaşlardaki çocuklar açısından anne ile soyadın farklı olması durumunun problemlere yol açtığını, çevrelerindeki insanlara bu durumu açıklamakta zorlandıklarını belirtti.
"Ayrıca kadınlar resmi kurumlara başvuru yaparken çocuğun annesi olduğunu ispat etme sorunuyla karşılaşıyor" diyen Kılıç, "Boşanan ve çocuğunun velayetini alan bir anne artık çocuğuna kendi soyadını verebilecek" dedi.
Anayasa Mahkemesi tarafından boşanma sonrası çocuğuna kendi soyadını vermek isteyen annenin talebinin reddi temelde bir hak ihlali olarak görüldü ve emsal teşkil edecek bir karar verildi. Bu karara göre boşanan ve çocuğunun velayetini alan bir anne artık çocuğuna kendi soyadını verebilecek. Ayrıca kararda kadın ve erkeğin evlilik süresince ve evliliğin sona ermesinde eşit hak ve sorumluluklara sahip olmaları gerektiğine ilişkin uluslararası sözleşme hükümleri hatırlatılarak eşlerin, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda oldukları, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayrım yapılması sonucunu doğuracağı vurgulandı.
Anayasa Mahkemesinin 2015'te verdiği emsal hak ihlali kararının ardından, Yargıtay da baktığı bir davada, "boşanmış kadının, velayeti kendisine verilmiş çocuğuna kendi soyadının verilmesini, velayet hakkına dayanarak aile mahkemesinden isteyebileceği" yönünde karar verdi. Böylece hem anayasada yer alan eşitlik ve eşler arasında eşitlik ilkesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin cinsiyete dayalı ayrımcılık yasağına uygun davranıldı. Böylece boşanma sonrası velayeti anneye verilen çocuğun soyadının annenin açacağı dava ile değiştirilebileceği Anayasa Mahkemesi kararı ile uygulamada yerini aldı.