Evlilik sözleşmesi güven sağlıyor

TÜİK verilerine göre 2018’de evlilikler bir önceki yıla göre yüzde 2,9 azalırken boşanmalar yüzde 10,9 arttı. İstatistiklere göre boşanmaların yüzde 37,6’sı evliliğin ilk beş yılında, yüzde 20,4’ü ise evliliğin 6-10 yılı içinde gerçekleşiyor.


Evlilik sezonunun açıldığı şu aylarda, son zamanlarda kamuoyunun merakını çeken evlilik sözleşmesi konusu da gündeme geliyor. Toplumumuzda manevi değerlerin ağır basmasından kaynaklı olacak ki evlilik sözleşmesinin kişiler arasındaki güveni zedelediği, bu sözleşmeyle "hastalıkta sağlıkta bir arada olma” sözü veren kişilerin maddi kazançlarını bağımsız olarak, kendi lehine güvence altına almak istediği izlenimi oluşturuluyor. Amerikan Hukuk Sistemi'nde normalleştirilmiş olan bu uygulama, uzman bir aile avukatı ile gerçekleştirilirse aksine evlilikte güven ortamı sağlıyor.


Hakkında çokça tartışılan ama tam olarak bilgi sahibi olmadığımız evlilik sözleşmesi nedir, geçerlilik şartları ve uygulama alanları nelerdir detaylandırmak gerekir. "Evlilik sözleşmesi” olarak nitelendirilen sözleşme aslında ülkemizde "mal rejimi sözleşmesi”dir. Bahsedilen sözleşme, hukuka ve genel ahlak kurallarına aykırı olmayacak şekilde evlilikten önce, evlenme aktinin gerçekleştiği sırada ya da evlilikten sonraki süreçte eşler arasında yapılabilir. Bu şekilde çiftler mallarını ne şekilde paylaşacaklarına ilişkin bir anlaşmaya varırlar. Anlaşmanın yasal olarak geçerli olması ise tarafların aralarındaki sözleşmeyi noterde onaylatmalarına bağlıdır. Evlilikle birlikte çiftler, yürürlükteki mevzuata göre dört tip mal rejiminde karar kılabilir: edinilmiş mallara katılma rejimi, mal ayrılığı rejimi, paylaşmalı mal ayrılığı ve mal ortaklığı…


01.01.2002 tarihinden beri yürürlükte olan mevzuata göre, evlenmeye karar veren çiftler resmi işlemleri gerçekleştirirken mal rejimine ilişkin beyanda bulunmazsa, "edinilmiş mallara katılma rejimi”ne ilişkin kurallar uygulanır. Edinilmiş mallar, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir. Kanun'un belirlediği sınırlar ile bir eşin edinilmiş malları şunlardır:


Çalışmasının karşılığı olan edinimler, sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar, kişisel mallarının gelirleri… Tüm bunlar edinilmiş malların yerine geçen değerlerdir.


Geleneksel toplumumuzda pek yaygın olmayan evlilik sözleşmesi özellikle aile şirketlerinin yönetiminden sorumlu işadamlarının evliliği durumunda yahut ünlü şarkıcı ve oyuncuların çalışmalarının karşılığını eşleriyle paylaşacak olmaları halinde daha yoğun gündeme gelmektedir. Örneklemek gerekirse, Kanun'da da belirtildiği üzere kişinin daha öncesinde edindiği bir dairenin kirası dahi evlenince edinilmiş mal sayılır; bu hususta daha önce yapılmış yatırımların gelirleri dahi edinilmiş mallara katılma rejimi ile bölünür.


Genelde hukuki anlamda destek istenilen nokta, tarafların bu konuya ilişkin karşı tarafı yahut var olan ilişkiyi zedelememek amacıyla hukuken her iki tarafı da koruma altına alacak bir şekilde düzenleme yapılmasını istemeleridir. Bu aşamada uzman bir aile avukatından alınacak destekle, sözleşmenin aslında yansıtıldığı gibi bir güvensizlik durumu oluşturmadığı, bilakis güven ilişkisinin tesis edildiği bir ilişkide sevgi ve saygının öncelikli unsur olduğu anlaşılacaktır.


Neticede her şeyin istendiği gibi gitmemesi de olağandır ve tarafların evlilik birliğini sonlandırırken birbirlerine karşı acımasız istekleri olabildiği bir gerçektir. Bu sebeple evlilik kadar doğal bir süreç olan boşanmada belki de insanları en çok yıpratan malların paylaşım noktasıdır. Uzman bir aile avukatı ile düzenlenen ve her iki tarafın haklarını koruyan bir evlilik sözleşmesinin varlığı, bu sancılı süreci bir nebze rahatlatmaya vesile olacaktır.


Her evlenen çift yeni bir aile kurumu oluşturacağı için evlilik sözleşmesi şartlarının da taraflara göre belirlenmesi, her çifte göre yeniden düzenlenmesi gerekir. Başlı başına bir akit olan evlilikte, evlilik sözleşmesi, şu an olduğu gibi toplumumuzda olumsuz olarak değerlendirilmemelidir. Taraflardan birinin dahi evlilikte bu konuyla ilgili sorunu varsa bu sorun uzman bir avukat desteği ile çözülmelidir.