Avukat Elvan Kılıç’la Türkiye konjonktürü açısından çok ilgimi çeken bir konuda “hukukta reddi miras” konusunda bilgi almak üzere bir araya geldim. Konunun bundan iki, üç sene önce bu kadar hassasiyetle gündeme geleceğini düşünmezdim yaşadığımız ortam, hızla giden trende duvara tosluyormuş hissi bıraktığı için kafamda da farklı ampuller yanıp söndü! Avukat Elvan Kılıç, üniversiteden mezun olduktan sonra şirketler hukuku alanında Türkiye’nin hatırı sayılır holdinglerinde görev almış, büyük ölçekli şirketlerde çalışmış, kurumsal dünyanın hukuksal alışverişiyle örneğin yönetim kurulları, şirket birleşme-ayrılmaları üzerinde uzmanlaşmış. Kendi hukuk bürosunu açtıktan sonra ceza hukukundan idare hukukuna, icra takiplerinden şirketlere danışmanlık vermeye uzanan geniş yelpazede hizmet vermeye başlamış. Bu arada gündemine miras hukuku konuları artan sıklık ve yoğunlukla düşmeye başlamış. Şaşırdık mı, hayır! Bu kadar iflas, iflas erteleme haberleri arasında miras yönetimi en kritik konular arasına yerini alıyor. Reddi miras, eskiden çok gündeme gelmezdi ama gazeteleri şöyle bir taradığımda veya haberleri benim gözüme miras peşinde koşanlar değil mirastan kaçanlar takılıyor. Mirasa koşan Türkiye’den mirastan kaçan Türkiye’ye koşar adımlarla ilerledik. Çocuklar anne babalarının borçlarını üstlenmemek için geçmişten kaçıyor. Her 100 kişiden 78’i mirası elinin tersiyle geri çeviriyor.
Anlaşılan o ki, hukuk herkese lazım, ama öldükten sonra da çok lazım!
Yaprak Özer: Konular arasından bir tanesini seçmek gerekirse benim radarıma reddi miras konusu girdi. Reddi miras tanımını yapar mısınız?
Elvan Kılıç: Öncelikle ekonomik anlamda Türkiye’de gelişen ve değişen birtakım olaylar oldu, neydi bunlar? Dünyaya da yansıyan bir ekonomik kriz oldu, Türkiye’ye yansımaları oldu insanlar bu yansımalardan etkilendiler, özellikle kredi anlamında borçlanmaları arttı. Dünyadaki döviz parametresindeki iniş çıkışlar Türkiye’deki alım gücünü azalttı. Türkiye’deki alım gücü azalınca insanlar borçlandılar yani aktifleri, pasiflerine oranla azaldı.
Yaprak Özer: Kurumların da bireylerin de durumu aynı.
Elvan Kılıç: Tabii bireylerin de durumu aynı.
Yaprak Özer: Ekonomik krizin getirdiği sonuçlardan bir tanesi.
Elvan Kılıç: Aslında sonuç değil, başlangıcı bu. Sonuca giden yolun başlangıcı, sonun başlangıcı bu.
Yaprak Özer: Miras önemlidir, didinir çalışır çocuklarımıza bir şeyler bırakmak isteriz… Niye reddediyorlar; ailenin borcundan kaçıyorlar değil mi?
Elvan Kılıç: Evet, aslında amaç o. Şimdi borçlanmanın artmasıyla beraber ölümler olduğunda müteveffa miras bırakan konumuna düşüyor yani miras bırakıyor. Şimdi miras bıraktığı noktasından gidelim, ilk etapta varsa alt soyu ve üst soyu yasal mirasçısıdır. Anne, baba ve çocuklar mirasçıdır, eş yasal mirasçıdır.
Yaprak Özer: Bu miras gayrimenkul, nakit ve başka ne olabilir?
Elvan Kılıç: Sigortadan olabilir kredi kullanmıştır, kredisini sigorta ettirmiştir oradan bir para alabilir, değerli eşyalar, bankada kasalar olabilir. Bankalarda mevduatları olabilir bunları tabii her miras bırakan, yasal mirasçılarıyla paylaşmıyor bunu belirleyebilmek için mirasçılık belgesini çıkardıktan sonra yasal mirasçı olarak kesin olarak belirlendikten sonra danıştıklarında avukat takas banka yazı yazıyor...
Yaprak Özer: Her şey otomatik olarak kalmayabilir kendisi de belirleyebilir değil mi? Yasalar bireyin aklı yerindeyse mirasını nasıl paylaştıracağını ifade etmesine olanak sağlıyor bildiğim kadarıyla.
Elvan Kılıç: Evet.
Yaprak Özer: Yasa, borçlarını otomatik miras bırakmasını öngörüyor değil mi?
Elvan Kılıç: Doğru. Şimdi tereke belirleniyor, tereke nedir; gayrimenkuller, borçlar, krediler, senetler, çekler bunların hepsi; miras belirleniyor ve otomatik olarak yasal mirasçılara geçiyor. Tabii bunun da prosedürleri var, siz bana borçlusunuz siz vefat ediyorsunuz çocuklarınıza gidiyorum, çocuklarınıza gidebilmem için çocuklarınızın bu borcu kabul etmiş olması gerekiyor. Etmiyorsa gidemiyorum. İkinci husus mirasçılık belgesini aldıktan sonra benim bunlara ulaşabiliyor olmam gerekiyor. Benim bir alacaklı olarak borçlu olan mirasçılara gidebilmem için onlara ulaşabilmiş olmam gerekiyor, eğer bir hakları varsa mirasçıların, o zaman da benim hepsinden vekâlet almam gerekiyor.
Yaprak Özer: Çok uzun bir süreç, meşakkatli ve uzun.
Elvan Kılıç: Süreç hem meşakkatli, hem uzun.
Yaprak Özer: Ve sinir bozucu galiba.
Elvan Kılıç: Sinir bozucu evet.
Yaprak Özer: Herkes reddedebilir mi? Boşanmalar da çok arttı…
Elvan Kılıç: Şimdi 2012 senesinde reddi miras yapılması yüzde 30’lardayken 2019’da oran çok korkunç; yüzde 78’e çıkmış. 100 kişiden, 78’i reddediyor mirası.
Yaprak Özer: Yani bu kısmı acı bir de zaten borç bırakılıyor olması da çok acı.
Elvan Kılıç: Evet ama orada şöyle bir ayrım var; şimdi biz hakları alıyoruz bu miras, borçlarda miras onları da alıyoruz hakları alabiliyorsak, borçları da alabilmeliyiz. Zaten kanun koyucunun kafasında böyle bir mantık var; haklarıyla beraber borçlarını da miras bırakıyorsun.
Yaprak Özer: Kimler reddedebilir ya da hangi koşullarda reddedilebiliyor?
Elvan Kılıç: Miras bırakan terekesini belirledikten sonra eğer aktifler, pasifleri karşılayacak durumda değilse ya da haklar borçları karşılayacak durumda değilse her birey reddedebilir.
Yaprak Özer: Ödeme gücü yoksa.
Elvan Kılıç: Ödeme gücü yoksa mal varlığı karşılamıyorsa… Orada şöyle bir şey var ben babamın borçlarını ödemeye ant içtim, babamın borçlarını ödemek istiyorum gibi bir mantıkla öderler ancak, çünkü “babam vefat etti onun borçları benim borçlarımdır kesinlikle ödeyeceğim” mantığı işler başka bir mantık işlemez. Borçlarını ödemek zorunda değil. Her mirasçı, miras kalan ayrı ayrı dava açmak zorunda.
Yaprak Özer: Süresi var mı bunun?
Elvan Kılıç: Üç aylık bir süresi var. Bu üç ay içerisinde mesela diyelim beş mirasçı var yasal mirasçı dördü açtı, biri açmadı borç onundur. Hepsi ona gidiyor.
Yaprak Özer: Bu çok haksızlık.
Elvan Kılıç: Evet.
Yaprak Özer: Bütün mirasçılar bilebilir mi ne olup bittiğini? Diyelim ki dört, beş çocuk vardı dördü bir şekilde reddetti, beşincisi farkında değil vs.
Elvan Kılıç: Üstlenmiş olacak, evet.
Yaprak Özer: Ve onun çoluğu, çocuğu da mı üstlenmiş olacak.
Elvan Kılıç: Evet, aynen öyle.
Yaprak Özer: Diyelim ki herkes reddetti başarıyla… O borçlar kime kalıyor devlete mi?
Elvan Kılıç: Kimseye kalmıyor. Devlet de ödemiyor.
Yaprak Özer: Peki alacaklı ne oluyor?
Elvan Kılıç: Alacaklı eğer bir mal varlığı varsa onu sattırıyor devlet önce vergilerini alıyor, geri kalan bir şey olursa dağıtıyor, olmazsa yapacak bir şey yok.
Yaprak Özer: Bir bardak su içmek gibi bir şey.
Elvan Kılıç: Bir bardak su içmek gibi.
Yaprak Özer: Bu istismar edilebilecek bir noktaya gider mi ya da gidiyor mu? 100 kişiden 78’i reddederken yani borç vermiş olanların mağdur olması söz konusu değil mi?
Elvan Kılıç: Kimse ölümü öngörerek, ben buna borç vermeyeyim demez. Tabii bunların hepsini değerlendirmek gerekir, kötü niyetli davranışlar olabilir şöyle olabilir; kişi intihar eder ve ailesi de der ki, mirası reddedin böyle bir mektup örneğim var benim. İntihar ediyor her yere borçlanıyor, bu borçlanmalar neticesinde yurt dışında bir bankaya paraları aktarıyor, tabi bu ekstrem bir örnek.
Yaprak Özer: Ama yaşanmış neticede.
Elvan Kılıç: Yaşanmış bir şey. Paraları oraya aktarıyor eşinin adına ve arkasındaki mektupta şu yazıyor: “Reddi miras yapın.”
Yaprak Özer: Yapabiliyorlar mı?
Elvan Kılıç: Tabii.
Yaprak Özer: Peki, tamam yaptılar Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki borçlarından arındılar, peki uluslararası hukukta bu kişinin bir Avrupa bankası diyelim oradaki mal varlığına el koymak gibi bir şey söz konusu olmuyor mu?
Elvan Kılıç: Söz konusu olabiliyor. Ama o banka yasal mirasçılarını zaten buluyor. Eğer yasal mirasçısı yoksa, reddedilmişse bunu devlete aktarıyor borçların ödenmesi için.
Yaprak Özer: Peki, sizin hikâyenizde ne oldu eş aldı mı parayı?
Elvan Kılıç: O kısım karanlık yani eşinin hesabına aktarıyor, eşi parayı ne yaptı bilemem ama bu parayı kullanırsam başıma bir şey gelir mi diye soruyor.
Yaprak Özer: Yani aslında benim sorum da çok yersiz değil…
Elvan Kılıç: Evet, çünkü eşin hesabında. Ölenin değil ölenin olsa ona bir şey yapamazsınız, kullanamazsınız, o para artık devletindir ya da alacaklılarındır. Eşin hesabında olduğu için, mirası reddettiği için, para eşin olduğu için ona hiçbir şey yapamıyorsunuz.
Yaprak Özer: Mirası bırakacak olan kişi, mirasını nasıl bölüştüreceğini ve bırakacağını seçebiliyor ise borçlarını da bu şekilde nasıl bırakabileceğini seçebiliyor mu?
Elvan Kılıç: Tabii ki seçebiliyor. Tabii öncesinde benim beş tane evim üç tane arsam var, üç tane de çocuğum var bunları bölüştürüp benim şu kısma şu kadar borcum var onu sen ödeyeceksin, bu kadar kısmı ödeyip bir protokol yapabilir, vasiyet bırakabilir borçlarını da vasiyet edebiliyor o da ayrı bir konu. Borçlarını hatta nereye gömüleceğini bile vasiyetinde yazabiliyor. O yapılmazsa eğer kim dava açacak, kimden hesap sorulacak onu bilmiyorum ama yapılabiliyor. Eğer evimi istiyorsa buradaki yalımı istiyorsa, şuradaki borçlarımı ödeyecek diyerek bir vasiyetname hazırlayabilir.
Yaprak Özer: Peki, yalımı istiyorsa şu borçlarımı da ödeyecek kızım dediğinde kızı reddi miras yapabiliyor mu?
Elvan Kılıç: Yapabiliyor. Reddi miras şahsi bir durum, yani şahsi bir hak siz her hâlükârda reddi miras yapabilirsiniz. Size milyon dolarlar bile kalmış olsa miras olarak istemiyorsanız reddi miras yaparsınız, borçlar milyon dolarlık borçlar kalmış olsa bile istiyorsanız yapmazsınız ödersiniz, yani bu sizin şahsi hakkınız. Bu, tercihtir.
Yaprak Özer: Reddi mirasta süreçleri özetler misiniz?
Elvan Kılıç: Şimdi üç ay içerisinde dava açmış olmak gerekiyor, bu bir dava süreci. Bu zaman aşımını durduruyor dava açtığınız gün itibarıyla bu, sonuçlandıracağınız zamana bağlı olarak. Kararı alıyorsunuz, kesinleştiriyorsunuz ve bunu mirasçı olduğunuzu duyunca alacaklılar kapınıza geldiğinde gösteriyorsunuz, biz mirası reddettik konuyu kapattık. Ondan sonra kimse size alacaklı olarak gelemiyor.
Yaprak Özer: Duymadınız, aile ya da kişiyle uzaksınız ve üç aylık süreyi geçirdiniz.
Elvan Kılıç: O zaman da bütün borçlar size kalıyor.
Yaprak Özer: Yani kurtulmak yok mu?
Elvan Kılıç: Yok, süreyi geçirdiniz hakkınız düştü.
Yaprak Özer: Bilmiyorsanız, bilmediğinizi ispatlama gibi bir şey veremiyor mu devlet?
Elvan Kılıç: Evet güzel bir konu. Siz diyelim hastanedeydiniz ve müdahil olamayacak bir noktadaydınız, onu ispat ederseniz sürenizi durdurur bu. Bunu mahkemeye ibraz etmek suretiyle mücbir sebep göstererek, hastanedeydim bilincim kapalıydı ya da hastanedeydim tedavi altındaydım diyebilirsiniz. Ama yurt dışındaydım böyle bir şey bilemedim diyemiyorsunuz. Hafızamı kaybetmiştim mesela…
Yaprak Özer: Hepsi ispata mahkûm olan konular değil mi?
Elvan Kılıç: Tabii ki.
Yaprak Özer: Siz nereleri araştırıyorsunuz?
Elvan Kılıç: Çoğu kez kredi kullanmış, hali hazırda kredileri var… Bazısı sigorta yaptırıp, yaptırmadığını bilmiyor bankaya soruyor. Bazen sigorta yaptırıyorsunuz, emeklilik sigortası yaptırıyorsunuz banka size kredi verirken yapıyor siz onu unutuyorsunuz kredi kartınızdan çekiliyor, çekiliyor. Bu tarz haklar var ben bunları çok önemsiyorum, özellikle paralar buralardan çıkıyor emin olun. Takas Bank’a yazı yazıyorum, sigortası var mı, bankalarda parası var mı, sigortayla ilgili bir hakkı var mı, diye oradan gelen cevaba göre bankalarla yazışıyorum, sigorta şirketleriyle yazışıyorum. Bunlar tabii bürokratik işler. Uzun sürüyor üç aylık süreyi de geçirmemeniz gerekiyor.
Yaprak Özer: Boşanmalarda artış olduğunu galiba teyit etmiştiniz değil mi biraz önce?
Elvan Kılıç: Tabii, öncelikle ekonomik gerekçeler bunu bana gelen örneklerden de yola çıkarak söylüyorum. Daha sonrada insanların birbirine çok kolay ulaşmasından mütevellit oluşan aldatmalar, bu internet - sosyal medya aldatmaları. Çünkü insanları artık birbirini daha kolay yakalıyorlar galiba bu anlamda.
Yaprak Özer: Sosyal medya aldatması nasıl bir şey?
Elvan Kılıç: Instagram üzerinden yazışıp buluşuyorsunuz tabii bunlar dikkatsizlik neticesinde diyelim. Eşlerin eline geçiyor, bu sadece erkeklere özgü bir durum değil, kadınlar için de yaşadığımız şeyler. Ben size çok ilginç bir istatistik verebilirim; kadın aldatmaları arttı. Yüzde on beşlerde bir artış var kadın aldatmalarında. Tabii bu bilinen…
Yaprak Özer: Son bir seneyi mi söylüyorsunuz?
Elvan Kılıç: İki seneyi söylüyorum. 2020 itibarıyla, 2018-2020 arası söylüyorum. Kadınlar, erkekler artık gelip eşim beni aldattı boşanmak istiyorum diyorlar bu çok ilginç bir oran bana kalırsa çünkü daha önce hiç yaşadığımız ya da alışık olduğumuz şeyler değil. Ben her şeyi bu sosyal medyanın aktif olarak kullanılmasına bağlıyorum. Artık insanlar birbirlerine çok kolay ulaşıyorlar, bu tarz durumlar çok kolaylaştı.
Yaprak Özer: Peki, yani bende bunu toplumun çivisinin çıkmasına bağlıyorum. Sosyal medya yalnızca bir platform.
Elvan Kılıç: Tabii, tabii. İşte çivisi çıkma noktası itibarıyla sosyal medyaya yansıyor. Yakın tarihte bunla ilgili bir boşanma davası açtığım için söylüyorum, kadın peşine düşüyor, buluyor dedektifler giriyor işin içine…
Yaprak Özer: Böyle bir sektör var.
Elvan Kılıç: Var, var. Ben onlara delil bulma sektörü diyorum. İhtiyacımız olan bir şey bence öyle bir kurum oluşmalı, yabancı ülkelerde özellikle Amerika’da.
Yaprak Özer: Bu yasal bir şey mi?
Elvan Kılıç: Amerika’da yasal ama Türkiye’de yasal değil. Birisinin hakkında bilgi toplayamazsınız, özel hayatın gizliliğini ihlal ediyorsunuz.
Yaprak Özer: Kutunun kapağını aralamış bulunuyoruz, kim bilir neler var ve açıkçası sizin dalınız bilim olmakla birlikte günlük olaylarla renklenen, gelişen bir disiplin.
Elvan Kılıç: Ve olayların hepsi spesifik. Hepsi kendi içerisinde değerlendirilen olaylar.