Velayet hakkında bilmeniz gereken 6 önemli nokta

1. Velayetin kime verileceği nasıl belirleniyor

Boşanma davasında çocuğun velayetinin kime verileceği belirlenirken aile mahkemesi hâkimi, kanundaki velayet şartlarının oluşup oluşmadığına bakar. Yapılan yargılamada çocuğun menfaatleri nazara alınarak karar verilmektedir. Bu karara etki eden hususlar arasında anne ve babanın iradeleri yer alsa da asıl olan çocuğun yüksek yararı olup bu yararda çocuğun yetiştirilmesi, refahı, geleceği, sevgi ve ilgi ihtiyacı bulunmaktadır. Ebeveynlerin ekonomik şartları, müşterek çocukla kurdukları kişisel ilişkinin boyutu, dinlenen tanıklar ve uzman bir pedagog eşliğinde çocuğun alınan beyanı sonucunda hâkim velayeti kime vereceğini belirler.

2. Geçici velayet nedir

Mahkemeler yargılama başlamadan önce geçici velayet durumuna karar verirler. Genelde geçici velayet anneye verilir çünkü annenin çocukla ilişkisinin daha iyi olduğu kanaatine varılır. Özellikle yaş küçüklüğü durumunda hâkim dosyayı incelemeden direk geçici velayeti anneye vermektedir. Ancak geçici velayet tam velayet anlamına gelmemektedir. Yargılama bittikten sonra verilen nihai karar sonucunda çocuğun kime verileceği belirlenir.

3. Çocuğun yaşının ve cinsiyetinin velayet ile ilgisi var mı

Çocuğun yaşının küçük olması, çocuğun velayetinin annede olması gerektiği algısını oluşturmaktadır. Oysa yaş küçüklüğünde belirli yaş dönemlerini dikkate almak gerekmektedir. Örneğin 0-3 yaş arasında olan çocukların velayeti geçici olarak anneye verilmektedir. Babanın o yaştaki bir çocuğa bakamayacağı ve tehlike arz edebileceği düşünülüyorsa tam velayet anneye verilmektedir. 3-7 yaş arası çocuklarda çocuğun annenin bakım ve şefkatine daha az ihtiyaç duyduğu kabul edilmekte ve bu durumda velayet babaya da verilmektedir. Çocuk okul çağına gelmişse, bu hususta tarafların çocuğun eğitimine imkan sağlama potansiyeli göz önünde bulundurulur. Yani hangi ebeveyn okul çağındaki çocuğa daha iyi bir eğitim imkânı sağlayacaksa ve çocukla da arası iyiyse velayeti alabilir. Çocuğun yaşı baz alındığında tarafların imkân sağlayabilmesi hakimin kanaat oluşturmasında yardımcı olmaktadır.

Çocuğun cinsiyetinin boşanma yargılamasında önem arz etmesinin sebebi cinsiyete göre çocukların davranış şekillerinin farklılık göstermesinden kaynaklanmaktadır. Kız çocuklarının boşanmada daha hassas olacağı düşünülürken erkek çocuklarının boşanmadan pek etkilenmeyeceği düşünülmektir. Oysa ki cinsiyet fark etmeksizin tüm çocuklar boşanma evresinden etkilenirler çünkü her çocuk anne ve babasının beraber olmasını ister. Hâkim cinsiyetten çok çocuğun ebeveynle ilişkisine bakmaktadır.

4. Yargılama esnasında çocuğa fikri sorulur mu

Uygulamada çocuğun düşüncesi yeni yeni sorulmaya başlanmıştır. Türkiye Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları sözleşmesine taraf olduğu için kanuni uygulamalarda çocuğun yüksek yararı artık gözetilmektedir. Özelikle Yargıtay verdiği emsal kararla velayet davalarını yeni bir boyuta taşımıştır.

5. Velayet hangi durumda sona erer

Ebeveynin velayet hakkını kötüye kullandığı ya da velayet görevini yerine getirmediği ispat edildiği takdirde velayet kaldırılarak diğer tarafa verilebilir ya da her iki tarafa da bırakılmayarak çocuğa vasi atanabilir. Çocuğun diğer aile büyüklerine -anneanne, dede gibi- verilmesi durumu da söz konusu olabilir. Çocuğun ya da velayet hakkını kullanmakta olan ebeveynin ölmesi, velayet altındaki çocuğun 18 yaşını tamamlayarak reşit olması durumlarında da velayet sona ermektedir.

6. Boşanan kadın çocuğuna soyadını verebilir mi

Anayasa Mahkemesi tarafından boşanma sonrası çocuğuna kendi soyadını vermek isteyen annenin talebinin reddi temelde bir hak ihlali olarak görülmüştür ve emsal teşkil edecek bir karar vermiştir. Bu karara göre boşanan ve çocuğunun velayetini alan bir anne artık çocuğuna kendi soyadını verebilecektir. Böylece boşanan kadınlar ve çocukların önündeki engel kalkmıştır. Ayrıca kararda kadın ve erkeğin evlilik süresince ve evliliğin sona ermesinde eşit hak ve sorumluluklara sahip olmaları gerektiğine ilişkin uluslararası sözleşme hükümleri hatırlatılarak eşlerin, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda oldukları, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayrım yapılması sonucunu doğuracağı vurgulanmıştır. Anayasa Mahkemesinin 2015'te verdiği hak ihlaline ilişkin emsal kararının ardından, Yargıtay da baktığı bir davada, "boşanmış kadının, velayeti kendisine verilmiş çocuğuna kendi soyadının verilmesini, velayet hakkına dayanarak aile mahkemesinden isteyebileceği" yönünde karar vermiştir. Böylece boşanma sonrası velayeti anneye verilen çocuğun soyadının annenin açacağı dava ile değiştirilebileceği Anayasa Mahkemesi kararı ile uygulamada yerini almıştır.